-
1 aynı
а тот же са́мый, то́чно тако́й же, одина́ковый, тожде́ственный, иденти́чныйçıkmak, aynı sonuca varmak — прийти́ к тому́ же результа́ту
aynı suretle — то́чно таки́м же о́бразом, то́чно так же
-
2 suret
1. subst Form f; Art f; Äußere(s); Kopie f, Abschrift f; Miene f; Art und Weise f;suret çıkarmak eine Kopie anfertigen;sureti haktan görünmek den Unschuldigen ( oder die Unschuldige) spielen; den Wohltäter (die Wohltäterin) spielen;suretine girmek fig in seine Art schlagen;aynı suretle in derselben Art, genauso;bu suretle so, auf diese Weise;hiçbir suretle keineswegs;o surette in einem solchen Fall2. postp, konj … suretle, suretiyle indem, dadurch, dass …: fenalıkları kaldırmak suretiyle indem man die Mängel beseitigt, durch Beseitigung der Mängel
См. также в других словарях:
suma — önce ıslatılıp sonra kurutularak öğüdülen ve bulamaç, ekmek gibi şeyler yapılan bugday, aynı suretle hazırlanıp şerbet hamurunda kullanılan arpa III, 234 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
nakdî yardım — is. Para olarak yapılan yardım Siyasi partiler ... herhangi bir suretle ayni ve nakdî yardım alamazlar. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
HİYERARŞİ — Fr. Mevkilerin, salâhiyeterin ve rütbelerin önem sırası. * Sıra gözetilerek yapılan herhangi bir tasnif. * Huk: Aynı teşkilâta bağlı kişiler arasında yukarıdan aşağıya bir kontrol imkânı veren ve bu suretle astı üste bağlayan alâka … Yeni Lügat Türkçe Sözlük